11 Yıl Sonra Derin Dondurucuda Çıkan Cinayette Şoke Eden Detaylar

Kırıkkale’de 11 yıl önce kaybolan Hüseyin Okumuşoğlu’nun derin dondurucuda bulunan cesediyle ilgili ailesi, olayın organize bir cinayet olduğunu iddia etti.

Kırıkkale’de geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan korkunç cinayet, tüm Türkiye’yi şoke etti. 2014 yılında kaybolan Hüseyin Okumuşoğlu’nun cesedi, 11 yıl sonra kiracısından haber alınamayan bir apartman dairesinin derin dondurucusunda bulundu. Olay, ev sahibi C.Ç.’nin çilingir yardımıyla girdiği dairede derin dondurucu ve buzdolabında çöp poşetlerine sarılı halde bir erkek cesediyle karşılaşmasıyla gün yüzüne çıktı. Yapılan incelemede cesedin, kayıp Hüseyin Okumuşoğlu’na ait olduğu tespit edildi. Cesedin üzerinde sırt kısmında bıçak izleri olduğu öğrenildi. Ailenin yaşadığı şok ise 11 yıl boyunca aradıkları yakınlarının akıbetinin böyle acı bir gerçekle ortaya çıkmasıydı. Olayın ardından, yıllardır kayıp olan ağabeylerinin peşini bırakmayan Yılmaz ve Mahir Okumuşoğlu kardeşler, olayın organize bir cinayet olduğunu iddia ederek yaşadıkları süreci anlattı. Yılmaz Okumuşoğlu, ağabeyinin kaybolmadan önce Ankara’daki evinde şüpheli bir yangın çıktığını anlattı: “2014 yılında ağabeyimin evi yanıyor. Kapı çalınıyor, siyah gözlüklü ve peçeli bir kadın yardım istiyor. Ağabeyim yardım etmek için kapıyı açıyor ve ne olduğunu anlamadan kendinden geçiyor. Sonrasında evde yangın çıkıyor. Ağabeyimin ayağında yanık izi yoktu ama bir garip şişlik vardı. Olayı hiçbir zaman tam olarak çözemedik.” Olayın ardından Hüseyin Okumuşoğlu’nun tüm birikimini Meliha Veske adlı kadına verdiği, onun adına kredi çektiği ve bir el yazısı ile tüm parasını ona bıraktığını belirttiği bir not bulundu. O günden sonra ağabeylerinden bir daha haber alınamadı. Kardeşlerden Mahir Okumuşoğlu, “Tedaviden çıktıktan sonra araç kiraladı. Bir süre gezdi, sonra kayboldu. Araç günler sonra evinin önünde bulundu. 11 yıldır umutla bekledik,” dedi. Ailenin acısı, Adli Tıp’ta teşhis sırasında bir kez daha katlandı. Mahir Okumuşoğlu, ağabeyinin cenazesini teslim alırken cesedinin sırtında bıçak izleri gördüğünü söyledi: “Bir insanı 11 yıl boyunca buzdolabında saklamak insanlığa sığar mı? Cesedi neredeyse hiç bozulmamıştı. Böyle bir şeyi aklımız almıyor. Kendi ellerimle yıkadım, defin işlemlerini gerçekleştirdim. Ağabeyimin kaybolduğu ev, telefon sinyalinin kesildiği yere çok yakın. Bütün sürecin planlı şekilde yürütüldüğüne inanıyoruz.” Aile, olayda yalnızca ölen Meliha Veske’nin değil, ona yardım ve yataklık yapan başka kişilerin de olabileceğini iddia ediyor ve soruşturmanın derinleştirilmesini istiyor. “Devletimize güvenimiz sonsuz. Bizim tek tesellimiz, cenazesinin artık toprağa verilmiş olması,” diyen Okumuşoğlu kardeşler, cinayetin tüm detaylarının aydınlatılması için yetkililere çağrıda bulunuyor. Kırıkkale’de ortaya çıkan bu ürkütücü cinayet, kayıp yakınlarının yıllar süren arayışının acı sonunu gözler önüne sererken, olayın ardındaki sır perdesinin aralanmasını bekleyen aile ise adaletin yerini bulacağına inanıyor.