TMMOB'dan İzmir için ürküten rapor: Kıtlık riski taşıyan kentler
TMMOB'dan İzmir için ürküten rapor: Kıtlık riski taşıyan kentler
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir’in su kıtlığı eşiğinde olduğunu ve İzmir Körfezi’nin ekolojik durumunun kötü olduğu açıklandı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, “İzmir 2024 Su Raporu”nu açıkladı. Rapor, İzmir’in su kaynakları, içme suyu temini, su ve atık su arıtma tesislerinin durumu, deniz suyu kalitesi gibi birçok önemli konuda güncel veriler sundu. İzmir Körfezi’nin ekolojik durumu ve bölgedeki balık ölümleri, raporda dikkat çeken bir diğer önemli başlık oldu.
Raporda, İzmir Körfezi’nin ekolojik durumunun kötüleştiği vurgulandı. "Paylaşılan tüm veriler İzmir Körfezi'nin ekolojik durumunun kötü olduğunu göstermektedir" denilen raporda, kirliliğin ana kaynakları arasında yeterince arıtılmamış evsel ve endüstriyel atık sular, doğrudan deşarjlar, liman ve tersane faaliyetleri, dereler ve kanallar gösterildi. Bu unsurların körfezdeki su kalitesini olumsuz yönde etkileyerek balık ölümleri ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açtığı ifade edildi.
Raporun bir diğer dikkat çeken kısmı ise İzmir’in su kıtlığı riskiyle karşı karşıya olmasıydı. İzmir’de kişi başına düşen yıllık su miktarının bin metreküp civarında olduğu belirtildi ve bu değerin su kıtlığı eşiğinde olan kentler arasında yer aldığı ifade edildi. Türkiye ortalamasının da su stresi sınırında olduğuna dikkat çekilen raporda, "Eğer önlem alınmazsa, Türkiye’nin 5 yıl içinde ' su fakiri' sınıfına gireceği" uyarısı yapıldı. Bu durum, İzmir’in ve Türkiye’nin su kaynaklarının sürdürülebilir yönetilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İzmir’in içme suyu kaynaklarının büyük kısmı, yüzde 61’i yer altı sularından karşılanıyor. Ancak Küçük Menderes ve Gediz havzalarında su çekimi ve kirlenme nedeniyle yer altı su seviyelerinin hızla düştüğü belirtiliyor. Örneğin, Ödemiş Yolüstü köyündeki yer altı su seviyesi 2005 yılında 63 metre iken, 2023 yılında 111 metreye kadar gerilemiş durumda. Bu durum, yer altı su kaynaklarının tükenmesi ve sulama için kullanılan su miktarının artmasıyla daha da derinleşiyor.
Raporda, Gediz ve Küçük Menderes havzalarındaki yüzey ve yer altı su kütlelerinin büyük kısmının "kötü" ya da "zayıf" sınıfında olduğu vurgulandı. Bu havzalardaki başlıca kirlilik kaynakları ise tarım ilaçları, endüstriyel atıklar, jeotermal deşarjlar ve hayvancılık faaliyetleri olarak öne çıkıyor. Bu kirleticiler, su kalitesini düşürerek, bölgedeki su kaynaklarını tehdit ediyor.
İzmir’in önemli su kaynaklarından biri olan Gediz Havzası, hem bölgenin hem de İzmir metropolünün su ihtiyacını karşılayan bir kaynaktır. Ancak rapora göre, havzadaki yer üstü su kütlelerinin tamamı risk altında. Yapılan baskı-etki analizleri ve kalite unsurları dikkate alınarak hazırlanan risk durumu haritasına göre, Gediz Havzası’ndaki 96 yer üstü su kütlesinin tamamı risk altında bulunuyor. Bunlardan 33'ü yüksek, 40’ı orta, 23’ü ise düşük risk grubunda yer alıyor.
İzmir 2024 Su Raporu, İzmir'in su kaynaklarının ciddi bir tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor. Hem yer altı su seviyelerinin düşmesi hem de su kirliliği sorunları, İzmir’in su güvenliğini tehlikeye atıyor. Raporda, İzmir’deki su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için daha etkin bir çevre politikası ve su yönetimi planlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
İzmir, su kaynakları açısından büyük bir tehdit altında olduğu gibi aynı zamanda çevresel felaketlerin eşiğinde bulunuyor. İzmir Körfezi'nin ekolojik tahribatı, deniz kirliliği, su seviyelerinin düşmesi ve artan su talebi gibi unsurlar, kentin su ve çevre yönetiminde acil bir reform gerekliliğini ortaya koyuyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.