5 Kardeşin Öldüğü Yangında Anneye “Bilinçli Taksir”ten 20 Yıl Hapis

İzmir’de çıkan yangında 5 çocuğunu kaybeden anne Sinem Akcan hakkında “bilinçli taksirle çok sayıda ölüme neden olma” suçundan 20 yıl hapis cezası istendi.

İzmir’in Selçuk ilçesinde 11 Kasım 2024 akşamı meydana gelen faciada, 1–5 yaş arası beş kardeş hayatını kaybetmişti. Olayın ardından hazırlanan iddianamede, çocuklarını evde bırakarak hurda toplamak için ayrılan anne Sinem Melisa Akcan’ın (28), salonun ortasına bıraktığı elektrikli ısıtıcının devrilmesinin öngörülebilir bir risk olduğu vurgulandı. “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma” suçlamasıyla Akcan’a 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Yangın, tek katlı evin kapısının içeriden kolu kırık olduğu için dışarı açılamaması üzerine kısa sürede büyüdü. İtfaiye müdahalesiyle söndürülen alevler, içeride Aras Bulut (1), Masal Işık (2), Aslan Miraç (3), Funda Peri (4) ve Fadime Nefes (5) kardeşleri hayatta çıkarmaya imkân vermedi. İlk tespitlerde üç çocuk yangın dumanından, iki çocuk ise yanık ve zehirlenme bulgularıyla hayatını kaybetmişti. Cenazeler, Acarlar Mezarlığı’nda yan yana defnedildi. İddianamede, Akcan’ın çocukları uyutup elektrikli ısıtıcıyı çalışır vaziyette bırakmasının ve 25 dakika evden ayrılmasının, “hayatın olağan akışı”na göre ısıtıcının devirme ve yangın riskini görmezden gelme olarak değerlendirildiği belirtildi. Kapının kolunun uzun süredir kırık olması nedeniyle çocukların kendi başlarına çıkamayacağı, anne tarafından bilinen bir husus olmasına rağmen önlem alınmadığı ifade edildi. Akcan’ın, “Kapıyı arkadan çekip çıktım; çocuklarımı kilitlemedim” savunması, “ihmal” değil “bilinçli taksir” addedilerek ağır ceza istemiyle mahkemeye taşındı. Aile ve Toplum Tepkisi Facianın haberini duyan bölge halkı derin üzüntü yaşadı. Çocukların cesetleri çıkarılırken sinir krizi geçiren anne, sağlık ekiplerince ayakta tedavi edildi. Sosyal medyada “Çocukların hayatı, ısıtıcıdan daha değerliydi” yorumları öne çıktı. Kadın hakları ve çocuk güvenliği dernekleri, “Anneye değil, elektrikli ısıtıcının evde kaldırılmayacak biçimde kullanılması ve kapı onarımının yapılmamasına ceza verilmeliydi” savunmasını yaptı. Uzman Görüşü Ceza hukuku profesörü Dr. Emine Yıldırım, “Bilinçli taksir, failin sonucu öngördüğü ancak istemediği hallerde uygulanır. Burada anne, ısıtıcının devrilip yangın çıkarabileceğini öngörmüş ancak dönüşüme müdahale etmemiştir. Ceza istemi, TCK 22/3’e göre meşru” dedi. Çocuk güvenliği uzmanı ise, “Kırık kapı kolu ve elektrikli ısıtıcı, küçük çocuklu evde asla birlikte bulunmamalı. İhmal boyutu çok ağır” uyarısında bulundu. Mahkeme Süreci ve İndirim Talebi Soruşturma savcısı, Akcan’ın eşinin cezaevinde olmasını, ailenin ekonomik zorluklarını ve anne-babaların psikolojik durumunu da göz önüne alarak indirim hükümlerinin uygulanmasını talep etti. İddianamede, “Toplum vicdanı ağır bir ceza beklese de, failin sosyal durumuna ilişkin indirim maddelerinin devreye sokulması mümkündür” ifadesi yer aldı. Mahkeme, önümüzdeki günlerde yapılacak duruşmada savunma ve mütalaa sonrası karar verecek. Gelecek Adım: Önleyici Tedbirler Uzmanlar, benzer trajedilerin önlenmesi için: Elektrikli ısıtıcıların otomatik devrilme kapanma sistemlerinin zorunlu kılınmasını, Ev içi kaçış kapılarının standartlara uygun tamir ve bakımlarının yapılmasını, Ailelere yönelik yangın ve ilk yardım eğitiminin devlet programlarına eklenmesini öneriyor. Bu acı olay, çocuk güvenliği ile ev içi teknik donanım eksikliklerinin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Mahkemenin hapis cezası kararı, kamuoyunda ihmal ve çocuk koruma bilincinin artmasına vesile olması bakımından önem taşıyor.