Çanakkale’de İngiliz ve Fransız Birliklerin Arkeolojik Yağmasına Tepki

Kültür-Sanat 24.04.2025 - 15:37, Güncelleme: 24.04.2025 - 15:37 1464 kez okundu.
 

Çanakkale’de İngiliz ve Fransız Birliklerin Arkeolojik Yağmasına Tepki

Dr. Reyhan Körpe, Çanakkale Savaşları’nda müttefiklerin antik eserleri kazıp ülkelerine kaçırdığını, bölgedeki kültürel tahribatı “tecavüz” diye nitelendirdi.
Çanakkale Kara Savaşları’nın 110. yıl dönümünde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde düzenlenen bir panelde konuşan Prof. Dr. Reyhan Körpe, savaşın yalnızca insan kaybı ve stratejik sonuçlar değil, aynı zamanda bölgenin antik mirasına yönelik büyük bir tahribat da yarattığını vurguladı. Körpe’nin aktardığına göre, 1915’te Eceabat’ın Küçük Kemikli bölgesinde konumlanan İngiliz birlikler, siper kazıları sırasında Roma dönemine ait 1.800 yıllık lahitler buldu. Savaş bitiminde, bu lahitler ve içlerindeki mezar stelleri, başta Louvre Müzesi olmak üzere Paris ve Londra’daki koleksiyonlara taşındı. “Seddülbahir’de, günümüzde Şehitler Abidesi’nin bulunduğu Elaious Antik Kenti’ndeki kazılarda,” diyen Körpe, “Fransız çavuş Dhorme liderliğindeki bir grup asker, 60’tan fazla lahit ve mezar ortaya çıkardı. Savaş sonrasında bu eserler kamufle edilerek ülkelerine götürüldü. Hatta Bergama Kralı II. Attalos’a ait yazıtlar bile yağmalandı” dedi. Anafartalar Cephesi’nde Avustralyalı askerlerin çanak-çömlek ve antik sikkelere rastladığını, bulguların o dönemde yayımlanan makalelerle arkeoloji dünyasında da duyurulduğunu belirtti. Körpe, “Bu, müttefiklerin Türk topraklarına yönelik yalnızca askeri işgali değil, kültürel mirasa yönelik sistematik bir tecavüzdür” diye konuştu. Bölgedeki Troya, Elaious ve Alopekonnesos gibi antik kentlerin savaşla birlikte hem altyapı hem de hafıza olarak zarar gördüğünü; pek çok yapı ve kalıntının bilinçsiz patlatma ve siper kazılarıyla yok edildiğini anlattı. Uluslararası Hukuk ve İade Süreci Panelde söz alan Kültür Varlıkları Uzmanı Dr. Ayşe Demir, “1907 Lahey Sözleşmesi ve UNESCO’nun 1970 kaçakçılık karşıtı sözleşmesi, savaş sırasında yağmalanan kültürel malların iadesini öngörür. Türkiye, bu antik eserleri geri almak için diplomatik ve hukuki yolları harekete geçirmeli; Fransız ve İngiliz müzeleriyle ikili protokoller imzalamalıdır” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, halen iade müzakerelerinin sürdüğünü; diplomatik notalar gönderdiklerini, UNESCO nezdinde dosya açıldığını bildirdi. Yerel ve Akademik Girişimler ÇOMÜ, bölgedeki tüm antik kalıntıların 3B lazer taramasını içeren dijital envanter projesi başlattı. Arkeoloji bölümü öğrencileri, Küçük Kemikli ve Seddülbahir kazı alanlarını gezip tahribat kayıtlarını belgeleyerek interaktif bir harita oluşturuyor. Yerel sivil toplum kuruluşları da “Kültürel Mirası Koru” kampanyasıyla bölge halkını bilinçlendiriyor; ihbar hattı kurarak kaçak kazı ve taşıma girişimlerini takip ediyor. Tepkiler ve Gelecek Adımlar CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, “Bir asır önce yaşanan bu kültürel soygun, bugün bir utanç vesikasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iade sürecini hızlandıracak bir araştırma komisyonu kuracağız” açıklaması yaptı. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı da “Eserlerin geri dönmesi, tarihe ve uluslararası hukuka saygının göstergesidir” dedi. Bu yeni bilgiler, Çanakkale Cephesi’nin yalnızca askeri değil, kültürel bir mücadele alanı olduğunu ortaya koydu. Tarihçiler, “Savaş hatıralarının korunması kadar antik mirasın kurtarılması da bu coğrafyanın geleceğine yatırım demektir” mesajını veriyor. Kültürel iade mücadelesi, bölgedeki barış ve tarih bilincinin güçlenmesine de katkı sağlayacak.
Dr. Reyhan Körpe, Çanakkale Savaşları’nda müttefiklerin antik eserleri kazıp ülkelerine kaçırdığını, bölgedeki kültürel tahribatı “tecavüz” diye nitelendirdi.

Çanakkale Kara Savaşları’nın 110. yıl dönümünde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde düzenlenen bir panelde konuşan Prof. Dr. Reyhan Körpe, savaşın yalnızca insan kaybı ve stratejik sonuçlar değil, aynı zamanda bölgenin antik mirasına yönelik büyük bir tahribat da yarattığını vurguladı. Körpe’nin aktardığına göre, 1915’te Eceabat’ın Küçük Kemikli bölgesinde konumlanan İngiliz birlikler, siper kazıları sırasında Roma dönemine ait 1.800 yıllık lahitler buldu. Savaş bitiminde, bu lahitler ve içlerindeki mezar stelleri, başta Louvre Müzesi olmak üzere Paris ve Londra’daki koleksiyonlara taşındı.

“Seddülbahir’de, günümüzde Şehitler Abidesi’nin bulunduğu Elaious Antik Kenti’ndeki kazılarda,” diyen Körpe, “Fransız çavuş Dhorme liderliğindeki bir grup asker, 60’tan fazla lahit ve mezar ortaya çıkardı. Savaş sonrasında bu eserler kamufle edilerek ülkelerine götürüldü. Hatta Bergama Kralı II. Attalos’a ait yazıtlar bile yağmalandı” dedi. Anafartalar Cephesi’nde Avustralyalı askerlerin çanak-çömlek ve antik sikkelere rastladığını, bulguların o dönemde yayımlanan makalelerle arkeoloji dünyasında da duyurulduğunu belirtti.

Körpe, “Bu, müttefiklerin Türk topraklarına yönelik yalnızca askeri işgali değil, kültürel mirasa yönelik sistematik bir tecavüzdür” diye konuştu. Bölgedeki Troya, Elaious ve Alopekonnesos gibi antik kentlerin savaşla birlikte hem altyapı hem de hafıza olarak zarar gördüğünü; pek çok yapı ve kalıntının bilinçsiz patlatma ve siper kazılarıyla yok edildiğini anlattı.

Uluslararası Hukuk ve İade Süreci
Panelde söz alan Kültür Varlıkları Uzmanı Dr. Ayşe Demir, “1907 Lahey Sözleşmesi ve UNESCO’nun 1970 kaçakçılık karşıtı sözleşmesi, savaş sırasında yağmalanan kültürel malların iadesini öngörür. Türkiye, bu antik eserleri geri almak için diplomatik ve hukuki yolları harekete geçirmeli; Fransız ve İngiliz müzeleriyle ikili protokoller imzalamalıdır” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, halen iade müzakerelerinin sürdüğünü; diplomatik notalar gönderdiklerini, UNESCO nezdinde dosya açıldığını bildirdi.

Yerel ve Akademik Girişimler
ÇOMÜ, bölgedeki tüm antik kalıntıların 3B lazer taramasını içeren dijital envanter projesi başlattı. Arkeoloji bölümü öğrencileri, Küçük Kemikli ve Seddülbahir kazı alanlarını gezip tahribat kayıtlarını belgeleyerek interaktif bir harita oluşturuyor. Yerel sivil toplum kuruluşları da “Kültürel Mirası Koru” kampanyasıyla bölge halkını bilinçlendiriyor; ihbar hattı kurarak kaçak kazı ve taşıma girişimlerini takip ediyor.

Tepkiler ve Gelecek Adımlar
CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, “Bir asır önce yaşanan bu kültürel soygun, bugün bir utanç vesikasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iade sürecini hızlandıracak bir araştırma komisyonu kuracağız” açıklaması yaptı. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı da “Eserlerin geri dönmesi, tarihe ve uluslararası hukuka saygının göstergesidir” dedi.

Bu yeni bilgiler, Çanakkale Cephesi’nin yalnızca askeri değil, kültürel bir mücadele alanı olduğunu ortaya koydu. Tarihçiler, “Savaş hatıralarının korunması kadar antik mirasın kurtarılması da bu coğrafyanın geleceğine yatırım demektir” mesajını veriyor. Kültürel iade mücadelesi, bölgedeki barış ve tarih bilincinin güçlenmesine de katkı sağlayacak.

Çanakkale HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve meydantv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.