İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 21 Mart tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, hakkında "yolsuzluk" soruşturması kapsamında ifade verdi. Soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olup, 100'ün üzerinde şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmişti.

BBC Türkçe'nin elde ettiği 121 sayfalık ifade tutanağında, İmamoğlu'na yöneltilen soruların büyük bir kısmı, tanıkların beyanlarına dayalıydı. İmamoğlu, söz konusu iddiaların tümünü reddederek, soruların çoğuna "Muhatap almıyorum" şeklinde yanıt verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, gizli tanıkların beyanlarına dayanarak yapılan soruşturmayı sert bir şekilde eleştirdi. Özel, açıkça iddiaların güvenilirliğini sorguladı ve bir soruşturmanın hukuki açıdan sorunlu olduğunu içeren şüpheler belirtti.

İmamoğlu'nun ifade sürecinde, soruşturma soruşturmasında "suç örgütün yöneticisi olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "ihale fesadı" gibi ciddi suçlamalar yer alıyor. İmamoğlu, suçlamaların tamamının tamamlandığını reddettiğini vurguladı.

İmamoğlu'nun Sorgusunda Gizli Tanıkların Rolü 
İmamoğlu'na yöneltilen bazı sorular, gizli tanık beyanlarına dayanıyordu. Bu tanıklar, çeşitli yolsuzluklar, rüşvetler ve usulsüzlük iddialarında mevcuttu. Ancak İmamoğlu, bu iddiaların tamamını reddederek, kendisi hakkında yapılan suçlamaların tamamen siyasi bir müdahale olduğunu ifade etti.

Gizli Tanık Uygulaması Tartışma Yaratıyor 
Gizli tanık uygulaması, Türkiye'de uzun süredir devam eden tartışma konusu. 2004 yılında Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre düzenlenmiş düzenlerle, gizli tanık beyanlarına dayalı davalar artmıştı. Ancak özellikle Balyoz, Ergenekon ve KCK davalarında kullanılan bu uygulama, savunma hakkının kısıtlanabileceği ve yargılamanın şeffaflık ilkesine aykırı olduğu için eleştiriliyor.